Ankara’da Tasarlandı! Türk Yetkililerin Amacı Kimyasalın Yerine Doğalı Koymak

Türkiye biyolojik çeşitlilik ve biyolojik mücadelede kullanılan faydalı böceklerin varlığı konusunda en zengin ülkelerden birisi. Bu zengin çeşitliliği biyolojik mücadele uygulamalarında değerlendirerek pestisit tüketimini azaltmak ve katma değerli ürünler üretmek aynı zamanda ekosistem ve biyolojik çeşitliliği korumak mümkün. Biyolojik mücadelenin yaygınlaşması için de ülkemizde çeşitli çalışmalar yürütülmekte. Tarım ve Orman Bakanlığından alınan verilere göre; 2022 yılında biyolojik mücadeleyi destekleme kapsamında 1 milyar 423 milyon 93 bin 126 adet, 2023 yılında ise 8 milyon 76 bin 258 adet faydalı böcek salımı yapıldı. Böylece pestisit kullanımın azaltılmasına katkı sunuldu.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından planlanan, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve Sapmaz Havacılıktan hizmet alımı yapılarak yürütülen “Dron ile Bağda, Mısırda, Domateste ve Buğdayda Hastalık ve Zararlıların Belirlenmesi ile Faydalı Böcek Salımı” adlı proje araştırması Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Fitopatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Çelik Oğuz ve Prof. Dr. Aziz Karakaya ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Entomoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Özkan tarafından gerçekleştirildi.

Oğuz, “Faydalı böcekler arazideki zararlı böcekleri yiyerek beslenirler yani avcı diye nitelendirdiğimiz bu faydalı böcekler, bizim biyolojik mücadeledeki ajanlarımız. Biz de dedik ki; neden kimyasal ilaç yerine biyolojik mücadele dronu kullanılmasın? Bu şekilde bir dron prototipi geliştirdik ve uygun aralıklarla, uygun mesafelerde aynı elle salım yapmışız gibi faydalı böcekleri atabilecek bir mekanizasyon tasarladık.” dedi.

Avrupa Yeşil Mutabakat çerçevesinde Türkiye’nin 2030 hedefleri arasında tarımda kimyasal kullanımının yüzde 50 azaltılması olduğunu ifade eden Oğuz, faydalı böcek dronunun bu amaca katkı sunacağının altını çizdi.

FAYDALI BÖCEK TOPU ÇEVRE DOSTU MALZEMEDEN ÜRETİLDİ

Oğuz, faydalı böceklerin dron ile nasıl salındığını şöyle anlattı:

“Faydalı böcek atım dronunun belli bir atım hızı olması ve belirli aralıklarla salım toplarının bırakması gerekiyor. Salım toplarının alana nasıl düşeceği önemli ve bu atılan maddenin de çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde bir tasarım olması gerekiyor. Bunun için de salım topları çevreye zarar vermeyen yüzde 100 organik bir maddeden bir tasarlandı. Bu 2 cm çaplı toplar içerisine ikişer bin adet faydalı böcek yumurtaları yerleştirildi. Toplarda çıkış delikleri oluşturuldu ve üretim alanına düştüğü zaman herhangi bir zarar görmüyor ve böcek rahatça çıkış deliklerinden çıkışını gerçekleştirebiliyor. Toplarda yaklaşık 1 ay gibi bir sürede tamamen ayrışarak toprağa karışıyor.”

Oğuz, “Örneğin çok büyük bir alanda birkaç tane ağacın sararmaya başladığını düşünelim büyük bir alanı bireysel olarak gezip tespit yapamayacağız ve ancak sorun ciddi boyutlara ulaştığında fark edeceğiz. Görüntüleme ve uzaktan algılama sistemi olan bir dron ile belirli aralıklarla yapılan uçuşlar, oradaki ağaçların bitki sağlığı hakkında fikir verebilir (sararma, klorofil miktarının azalması vb.) ve eğer bu bir hastalıksa çok daha geniş alana yayılmadan onu bir uzman gözetiminde çözüme ulaştırabilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

Geliştirdikleri dronun ilaçlama veya gübreleme için kullanılan dronlardan farklı bir teknik altyapıya sahip olduğunu paylaşan Oğuz, dronda faydalı böcek topunu belirli aralıklarla bırakan özel bir aparat tasarlandığını ve bitkilere yakın uçuş yapabilen daha farklı bir yazılım geliştirildiğini kaydetti.

Oğuz, iş gücü maliyetlerini azaltmak, daha çok alanda faydalı böcekleri daha etkili kullanmak için dron ile faydalı böcek salım teknolojisi geliştirdiklerini ifade etti.

BU UYGULAMALAR YAYGINLAŞACAK

Oğuz, tarımın dijitalleştirilmesine ve üretimde yeni araç ve makinelerin geliştirilmesine dayanan tarım 4.0 uygulamalarının giderek yaygınlaşacağını, bu nedenle hem tarımda dron kullanımına yönelerek endüstri 4.0’a güzel bir örnek oluşturmak istediklerini hem de işi daha da kolaylaştırarak tarımda mekanizasyonla birlikte üreticiye biyolojik mücadeleyi tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.

Akıllı tarım uygulamalarının şu an için tek dezavantajının maliyet olduğunu belirten Oğuz, “Hep şunu söylüyoruz ya, hayatımız robotikleşecek mi? Ya da akıllı robotlar insanların yerini alabilecek mi? Bence hayır. Bitki hastalıkları açısından hastalığın teşhisinin yapılabilmesi için mutlaka uzman gözüne ve bazen birtakım testlemelere ihtiyaç duyulur. Ancak dronun bize sunduğu avantaj ise çok geniş alanlarda özellikle orman ağaçlarında, çeltik bitkisinin yetiştirildiği gibi sulak alanlarda veya mısır gibi boylandığında içeri girmesi zor alanlarda sorunu tespit etmek ve bitki sağlığı açısından burada bir sorun var deyip o alandaki sorunun uzman yardımı ile tespit edilmesi ve bu bir hastalıksa erken mücadele stratejisinin geliştirilmesi.” değerlendirmelerinde bulundu.

Oğuz, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Karadeniz’de orman ağaçlarında bir dönem kök çürüklüğü vardı. Şimdi düşünüyorum da orada bir dron çalışması yapılsaydı bu hastalık bu kadar yayılmadan, lokalize olarak hemen tespit edilebilecekti. Direkt ilgili uzman arkadaşlar da gidip orada inceleme yapacaklardı. Yani dron ile görüntüleme bize hem zaman kazandıracaktı hem de hastalığın ilerlemesine belki müdahale edebilecekti.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir